HAYALLERİMİZ VE DÜŞÜNCELERİMİZ
Plansız duygularımız hayallerimiz, planlı düşüncelerimiz ise hedeflerimizdir.
“Hayallerim kırıldı” deriz de hiçbir zaman “düşüncelerim kırıldı” demeyiz.
Hayaller kırılır, düşünceler ise değişir.
Kırılan hayaller kopar, işlevsiz hareketsiz kalır ve terk edilir.
Oysa değişen düşünceler, yoluna devam eder. Dümeni başka bir yöne kırarak, ama yine aynı hedefe, başka bir yolu kullanarak ulaşmaya çalışır.
Hayalleri kırılanlar, hedefinden vazgeçer. Düşünceleri değişenler ise, hedefe ulaşmak için sadece kullandıkları yolu değiştirirler.
Düşünceler önce hayallerimizdir aslında. Hayaller düşüncenin cenin halidir aslında. Onu planlı bir şekilde besleyip, sağlıklı olarak dünyaya getirmek elimizdedir.
– Esra hedefin ne?
– “Mühendis olacağım.”
– Peki nasıl olacaksın?
– “Sınavı kazanıp!”
– Peki sınavı nasıl kazanacaksın?
– “Çalışarak”
– Nasıl çalışacaksın?
– İşte … çalışarak.
Yukarıdaki bu diyalogda aslında Esra’nın hedefi değil hayalleri var.
Çünkü nasıl çalışacağına ilişkin bir planlama yok. Bu da emeğe dayalı çalışmaların sonucunda alınan kötü sınav sonuçları ile birlikte hayallerinden vazgeçmesine neden olacaktır.
Hayallerimiz, duygusal hafızamıza hapsolmuş olan isteklerimizdir. Duygusal hafızamız, yani beynimizdeki amigdala bölgesi olumlu ya da olumsuz çok sayıda duygu üretir. Bunlar tepki niteliğindedir. Sevinç, korku, sevgi ve nefret gibi.
Mühendis olma sevgisi ile coşturur bizi duygusal hafızamız ama iş çalışmaya, plan yapmaya gelince bize yardımcı olmaz.
Duygusal hafızamızdaki bu eylemsel olmayan hayallerimizi beynimizin akıl bölgesi olan ön loblarına göndermeyi başarmamız gerekir.
Beynimizin ön lobu prefrontal lob, plan yapar, hedef koyar, akıl yürütür, sorunlara çözüm yolu bulur, hesaplama yapar, dikkatini olayların ön sırasına göre yöneltir.
Aslında aklımız olan bu bölge belki de kaderimizin alın yazımızın ta kendisidir.
Beynimizin ön lobunu ne kadar etkili kullanırsak o kadar başarılı oluruz.
Ben bu sınavı kazanamam diyen bir öğrenci beynin arka lobu ile tepki veriyordur.
Ama ben bu sınavı kazanırım diyen öğrenci eğer bir plan ve program çerçevesinde çalışıyor, sorunla karşılaşınca bunu çözmeye çalışıyor ve yolundan dönmüyorsa (bırakmıyorsa) beyninin ön lobunu kullanıyor demektir.
Çalışmadığı halde, sınavı kazanacağını düşünen öğrenciye bu abes davranışı gösterten ve onu aldatan beynin duygulardan sorumlu olan bölgesidir.
Sürekli kırılan hayallerin değil, her soruna karşı anında çözüm bularak ve değişerek yeni duruma uyum sağlayarak yoluna mutlaka devam eden düşüncelerimizin peşinden gitmeliyiz.
Kısaca “Beyin SİZ olmalısınız!”
Başarılar…
Süleyman BELEDİOĞLU
instagram/bonushoca
facebook.com/suleymanbeledioglu