Çocuğunuza Nasıl Yardımcı Olabilirsiniz?

Çocuğunuzun iyi bir öğrenci olabilmesi için ona nasıl yardımcı olabilirsiniz? sorusunun yanıtına ilişkin öykü, 0-18 yaş arasında yatan beş öğrencilik evresinin, her aşamasında yapılabilecek olan doğru müdahaleleri içermektedir.

0-18 yaş arasındaki bu beş öğrencilik evresini kısaca şöyle sıralayabiliriz:

I. Aile içi öğrencilik eğitimi dönemi

II. Anaokulu dönemi

III. İlköğretim I. Kademe dönemi

IV. İlköğretim II. Kademe dönemi

V. Ortaöğretim dönemi

Aile İçi Öğrencilik Eğitimi Dönemi

 Bu dönem çok önemli olan 0-6 yaş grubunu kapsar.

0-6 yaşları arası, çocuğun öğrencilik kimliğinin temellerinin atılması, yeteneklerinin, beğeni ve seçişlerinin oluşması, karakterinin şekillenmesi açısından oldukça önemli bir dönemdir.

Bu dönemde, ailelerin çocuklarının iyi bir öğrenci olmasını sağlamak için yapmaları gereken en önemli şey; çocuğu aile içerisinde öğrencilik eğitimine tabi tutmaktır. Ancak bunun bir aile içi iletişim halinde yapılmasına dikkat edilmelidir. Yine bu dönemde çocuğun, öğrencilik alanında gösterdiği başarılardan onur duyulup, aile yakınları ile bunu paylaşmak, çocukta öğrencilik başarısı yoluyla, üstünlük sağlama, takdir görme ve öne çıkma anlayışı yerleşecektir.

Ailelerin özellikle çocuğun “sevimli” dönemi olan bu dönemde, onun uç hareketlerini ve öğrencilik ile ilgili olamayan sözlerini ve davranışlarını taktirle karşılamaları ya da eleştirel övgü yapmaları (kerata hiç yerinde durmaz gibi) öğrenci kimliğinin oluşmasının önündeki en büyük engeldir.

Diğer yandan 0-6 yaş döneminde, çocukların özellikle sayılarla tanışması, onların öğrencilik özgüveninin oluşmasında oldukça etkilidir.

Çocuklarda matematiksel zeka gelişimini sağlarken bu yaşlarda hep somut algılama düzeyinde olduklarını unutmamak gerekir. Yani, onlar için bir kağıda yazılan 2 rakamının bir anlamı yoktur. Onlar iki portakal üç biber gibi tanımlamaları ancak görerek dokunarak yapabilirler. Ailelerin bu yaş döneminde ve öğrenciliğinin bu aşamasında bunlara özellikle dikkat etmeleri gerekmektedir.

Çocuk 0-6 yaş döneminde aile içerisinde bir öğrenci olarak yetişirse, anaokuluna geçtiğinde her şeyi öğrenci olarak kullanabilirim anlayışı ile kalıcı bir şekilde öğrenmeye çalışır. Oyun ve etkinlik içerisinden bilinçli olarak materyal çıkarır ve bunları kullanır.

Anaokulu Dönemi

 Bu dönem kısa olmakla birlikte çocuğun oyun içinde; yaratıcılığı, sosyal etkileşimi, paylaşmayı, küçük kaslarını kullanmayı öğrendiği bir dönemdir.

Anaokulu döneminde de öğrencilik gelişimini daha ileri noktalara taşımak için ailelerin aile içinde çalışmalarını sürdürmesi, onun öğrenciliğine zarar verecek olan takıntılarını saptayıp, çocuğun bu sorunlarını öğrencilik alanında elde ettiği başarılara ortadan kaldırmasına yardımcı olmalıdırlar.

Örneğin; anaokulunda ya da ilköğretim I. kademede, hızlı koşamadığı için bunu takıntı haline getiren çocuğa, öğrencilik alanındaki kazanımları ile çok iyi bir öğrenci olduğunu hissettirmek gerekir.

İlköğretim I. Kademe

İlköğretim I. kademe yani ilköğretim 1., 2., 3., 4. ve 5. sınıflar dönemi, öğrenci kimliğinin yerine oturması ve tabiri caiz ise, çekmekle dahi koparılamayacak hale gelmesini sağlayan bir dönemdir.

Bu dönemde öncelikle okul öncesi ve anaokulu döneminde oluşan öğrencilik kimliğinin, çocuğun kendilik şemasında (değer verilen herşey) öğrencilik başarıları ile elde edilen kimliği ilk sıraya yerleştirebileceği bir dönemdir.

Bu dönemde çocuk, öğretmeninin ve ailenin gayretleri ile, daima öğrencilik kazanımları peşinde koşan bir özelliğe sahip olabilir.

Bu dönemde çocuk asla bir köşede unutulmamalı ve onunla hep öğrencilik diyaloğu içerisinde olunmalıdır.

İlköğretim II. Kademe ve Ergen Öğrenci Dönemi

Öğrenciliğin en kritik dönemi diyebileceğim dönem ilköğretim II. Kademe dönemidir.

Çünkü ergenliğin en fırtınalı bir şekilde yaşandığı ve yeni anlayışların, yeni algılama türlerinin ortaya çıktığı bu dönem, aynı zamanda fiziksel değişimin ortaya çıkmasıyla başlayan sıkıntılarla dolu bir dönemdir.

Ergenlik psikolojisi üzerinde çalışmalar yapan uzmanlar, çoğu zaman ergenin öğrenciliğe verdiği zararı çaresiz bir şekilde izlemek zorunda kalmaktadırlar.

Çünkü, öğrencilik demek kural demek, öğrencilik demek sınırlar demek, öğrencilik demek özgürlüklerin bir kısmından vazgeçmek demektir.

Kısacası öğrencilik demek, ergenin peşinden koştuğu şeylerden çoğu zaman vazgeçmek zorunda kalması demek.

 Ergenlik ise, özgür olmak, özgün olmak, lider olmak, sosyal aktivitelerde bulunmak, gruba dahil olmak demektir.

Özellikle ergenin, lider olmak ve kendisini kabul ettirmek eğilimini, öğrencilik kazanımlarına yönlendirmek, yani ergenliği öğrencilik ile orta bir noktada buluşturmak gerekir.

Kısacası ergende lider değil lider öğrenci, aktif değil matematik dersinde aktif öğrenci, başarılı basketçi değil, başarılı öğrenci olma anlayışı yerleşirse o zaman “ERGEN ÖĞRENCİ” kavramı da gerçekleşmiş olur ki bu, ergenliğin öğrencilikle uzlaşması anlamına gelir.

Ergen öğrenci kavramı, ergenliğin beklentilerini öğrencilik başarısı ile elde etmeyen çalışan ergen demektir. Ergenliğin olumluya dönüştürülmesi demektir. Bir ergen olarak öne çıkmak ve kendisini belli etmek isteyen gencin, bunu öğrencilik başarıları ile elde etmesi anlamına gelir.

Özellikle 7. sınıfla birlikte, öğrenciler ergenliğin baskısı altına girerler. Bu dönem 14 yaş bunalımı olarak da bilinir. Ergende algılama düşmesi ve öğrencilik başarısında gerilemeler başlar. Bu durum karşısında ailelerin panik yapmadan, çocuğu aktivitelerin içinde tutarak, ama öğrenciliği de kollayarak bu dönemin geçmesini sağlamaları gerekmektedir.

Özellikle artan aktivite ihtiyacı ergenin beynini baskı altında tutar ve onun öğrenmesini engeller.

Ailelerin, bu kadar ders, binlerce test varken nerden çıktı bu basket, yüzme, folklor dememeleri gerekir. Bu nerden çıktı dediğimiz aktiviteler, öğrencinin zihnini açan ona çalışma ve öğrenme hevesi veren bir yakıt gibidir.

Ortaöğretim Dönemi
Bu dönem öğrencinin ergenlik sorunları nedeniyle daha önce eksik bıraktığı öğrencilik kazanımlarını (konuları) tamamlama mücadelesi ile geçer.

Öğrenciler ilköğretim birinci kademeyi çok sorunlu bir şekilde yaşamış ise, bu dönemde mutlaka 6., 7. ve 8. sınıf konularına dönerek çalışmaları gerekmektedir.

Yine bu dönemde öğrencinin yetenek ve yatkınlığı ile iyi bir gelecek kurma amacıyla benimsenen hedefleri çatışma halindedir. Bu çatışma öğrencinin başarısını çok olumsuz yönde etkiler.

Bu gibi durumlarda dikkat edilecek şey, hesap-kitap hedefine ulaşılması imkansız görülüyorsa, yetenek ve yatkınlığa dayalı hedefe yönelerek, başarıyı yakalama ihtimalini artırmak gerekir.

Özetle
Çocuğunuzda birey merkezli kendilik şeması da oluşturabilirsiniz, öğrencilik merkezli kendilik şeması da.

Birey merkezli kendilik şemasında; çocuk bir aktivite ve iletişim bireyi olur.

Öğrencilik merkezli kendilik şemasında ise, çocuk başarılı bir öğrenci olur.

Hoşça kalınız.

SÜLEYMAN BELEDİOĞLU

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir