HEDONİZM ÇARKI
Çok meslek değiştirmek ve meslekler arasında dolaşmak günümüzde bütün dünyada normal görülür hale gelmiştir.
Amerika’da bir kişinin ilk on yılda ortalama üç meslek değiştirdiği tespit edilmiştir.
Peki bu durumu nasıl yorumlamalıyız?
Hızla gelişen teknolojinin açtığı alanlara doğru zorunlu bir kayış olarak mı?
Yoksa, isabetsiz meslek seçiminin itmesi ile ortaya çıkan istem dışı bir durum mu?
Yoksa bireysel rehberlik ve yetenek tespitlerinde ortaya çıkan yetersizlikler olarak mı?
Eğer probleme sadece bu açıdan bakarsak, herkesin baktığı pencereden bakmış oluruz ve hep aynı şeyi görmeye devam ederiz.
Çünkü geleneksel bakış açısı ile düşünenler insan yetiştirme merkezleri diyebileceğimiz eğitim kurumlarının yetersizliği ekseninden hareket etmekte ve hep beraber aynı yere varmaktadırlar.
Bu problemle ilgili düşünmeye başladığımızda öncelikle doğru soruyu aramakla işe başladık.
Eğer gelişmiş ülkede eğitim alan da, geri kalmış ülkede eğitim alan da hep aynı tepkiyi veriyorsa, o zaman bunu insan yetiştirmedeki yatırımların sadece eğitim ile ilgili kısmındaki eksikliklerde görmenin yanlış olacağı anlayışından hareket ettik.
Bu anlayış bizi “bu problemde eğitim dışı bir neden var mı?” sorusunu sormaya yöneltti.
Aslında multidisipliner alanlardaki yer değiştirmeler iş değiştirme anlamına gelmemekte ve bu alanlarda görülen gelişmeler bireyleri, temel alandan yan alana ya da ayrıntıya kaçmış uzmanlık alanına yöneltmektedir.
Elbette ki bunu bir problem olarak görmek imkansız.
Asıl problem birbiri ile hiçbir alakası olmayan alanlar arasında yaşanan geçişlerdir.
Bugün çok sayıda yanılgı içinde bulunanlar, insanların sık iş değiştiriyor olmasını sempatik bir üslupla anlatmakta ya da “zavallı insanların aradığı uygun işi bulmaya çalışması” şeklinde ele almaktadırlar.
PEKİ GERÇEK NE?
Dünyada hızla gelişen ve durmak bilmeyen teknoloji artık her bilgiye, her şeye anında ulaşabilen bir insan profilini ortaya çıkarmıştır.
Adeta yediden yetmişe herkesin bağımlısı olmaya doğru gittiği bilgisayar oyunları, sürekli kazanarak serotonin – dopamin bağımlısı hazcı bir insan tipinin oluşmasına neden olmuştur.
Hoşlanmadığın her şeyi anında yok edip o reddedilen dijital alandan, hoşlandığın alana hızla geçebildiğin ve sadece “haz”ı tadarak haz bağımlısı haline geldiğin dünya, herkes için tanıdık hale gelmiştir.
Etrafımıza bir bakalım, yeni bir iş bulmadan, çalışmakta olduğu işi terk edip, play stationlarda haz peşinde koşarak vaktini geçiren ne çok insan olduğunu göreceğiz.
Hedonizm, hazcılıktır. Haz peşinde koşmaktır.
Yapılan araştırmalar bir hazın ömrünün en çok üç ay sürdüğünü göstermektedir.
Bugün dünyada çoğu genç ya da olgun insan uygun iş değil, “uygun haz” için iş değiştiriyor.
Çok iş değiştirmeyi bir yaşam erdemiymiş gibi göstermeye çalışmak, herkesi hedonizm batağına sürükleyecektir.
Hoşça kalınız.
Süleyman BELEDİOĞLU